28 Aralık 2017 Perşembe

Kitap kokusuyla yaz sarhoşluğu


Kazablanka doğumlu Pennac

Geçen Temmuz ayında, yaz tatilinin de yardımıyla 6 kitap okuyabilmişim. O zaman bir işim vardı hala. Koşuşturup duruyordum. Ancak yaz tatillerinde bir parça da olsa sakin geçiyordu günler. Yine koşuşturuyorum tabii, aksi benim naturama aykırı olurdu. 

Geçen Temmuz'un ilk kitabı, hayatımın unutulmaz kitaplarından biri olacak Beden Güncesi idi. Daniel Pennac'a zaten bayılıyorum. Ama bu kitap bir başka dostum.
Onu buraya sıkıştırmak olmaz. Kendisine okuduktan hemen sonra yine bu blogda bir methiye yazmıştım. Linki aşağıda. Ama özetle şöyle demiştim: Sayfalar boyunca, meydan okuyucu bir kas yığınına dönüşmek için Meydan Larousse'dan kestiği bir eskorşeyi aynanın kenarına sıkıştıran çelimsiz bir oğlanla; yükseklik korkusunu yenmek için ahırın çatısından panik halinde, çığlık çığlığa buğday yığınına atlayan ergenle; elinin üzerindeki ilk yaşlılık lekesinin kahve lekesi olması için dua eden bir erkekle ve de zihni henüz berrakken bedeninin onu terk etmeye başladığını karamsarlık ama yine de merakla izleyen bir ihtiyarla özdeşleşmek isterseniz, okuyunuz.
Bedenimizin bizimle ve bizim onunla kurduğumuz ilişki üzerine efsanevi bir kitap Beden Güncesi. 

http://madenicesaret.blogspot.com.tr/2016/07/

Kapağı beğendim


Jean Louis Fourier'yi Nereye Gidiyoruz Baba? ile okuyup müptela olduysanız tüm kitaplarını okumanız kaçınılmaz zaten. Nereye Gidiyoruz Baba'da engelli iki oğlunu,  sizi omuzlarınızdan tutup sarsarak, bazen de gülmekten kırılmanıza sebep olarak anlatan yazarımız, bu kez de otobiyografik bir anlatıya girişiyor. Kırklı yaşlarının başında alkolden ve düzensiz yaşamdan dolayı ölen doktor babasının hikayesi. Kendisini kardeşlerinden daha az sevdiğini düşündüğü babasını anlama çabası Fournier'nin. Hastaları ve komşularının çok sevdiği baba, evde bir huzursuzluk ve şiddet kaynağıdır. Erken kaybı bu huzursuzluğu ikiye katlar. Fournier, annesini ve ölen karısını, sonra da yine kendi hayatından kesitleri anlattığı başka kitaplar da yazmış. Hepsi de çevrildi. Ben ikisi dışındakileri okudum. Çok da memnunum. Bunu da tavsiye ediyorum.

Belki eski tiyatro oyunları ve Yeşilçam filmlerinden aşinasınızdır


Tiyatro oyuncusu, yazar, senarist Kemal Bekir, televizyon ekranından da tanıdığımız, davudi sesli bir adamdı. İki yıl önce öldü. 1924'te Denizli'de başlayıp, en çok Ankara ve sonra da İstanbul'da geçen hayatını, konservatuvar yıllarını, cezaevi günlerini, tanıdığı şöhretleri Muhsin Ertuğrul, Ulvi Uraz, Metin Eloğlu, Sait Faik, Edip Cansever'i anlatıyor Unutmamak adlı otobiyografisinde. Otobiyografi okumayı sevenler, yakın tarihe, kültür ve sanat tarihine, siyasi tarihe merak duyanlar mutlaka okumalı. Yazmaya tutkuyla bağlı bir adamın kendi ve dünya üzerine hasbıhali.

Mahalle delikanlısının içindeki cevher


Nusret, Neşet, İsmail, Ummahan ve Kadir'in hikayeleri Mustafa Yurthan'ın Varoş'ta anlattıkları. Bir bakkal Mustafa Yurthan. Müşteri beklerken yazıyor en çok. Hikayeleri çok erkek ama ne ilginçtir ki, en güzel hikayesi Ummahan'ı anlattığı hikaye. Yaşlı bir kadın Ummuahan, oğluyla gelininin evine sığışmış. Keşke hep böyle hikayeler kursaydı bize Yurthan. 

Müstehzi birisidir


Bakın ne olmuş? Fournier'e doyamayıp bir ayda ikincisine saldırmışım. Dul, demin bahsettiğim ölen eşin ardından yazılan mersiye. Ben ölürsem beni ne kadar özlerler, ne kadar üzülürler sorusu hepimizin zihnine hücum etmiştir. Fournier kederini hüzünlü, neşeli ve sitemli bir dille anlatıyor. Ölümün ardından doğan boşluk kalanı içine çeken bir uçuruma dönüşüyor. Mutlaka okuyunuz.

Onun hikayelerinin izine rastlamak için az dolaşmadım buralarda


Orhan Pamuk'un nasıl anlattığı değil ne anlattığı önemli oldu benim için hep. Birçok kitabının edebi değeri benim için düşük de olsa meraklı bir çocuğun etrafında olup bitenlere şaşarak bakan hali cazip geliyor. Pamuk, farklı mesleklere ilgi duyup araştırıyor ve buralardan hikaye çıkarıyor ya, işte bu da çok hoşuma gidiyor. Son kitapta bozacılık vardı, burda ise kuyuculuk var. Bir aşk hikayesi, Rüstem ile Sührab ve Oydipus hikayeleri etrafında örülüyor. Babanın yokluğu, baba sevgisi ve nefreti romanın ana teması. Ben sevdim. Tavsiye ederim.




Beden Güncesi, Daniel Pennac, Çev. Dilan Kırat, Ayrıntı.

Asla Kimseyi Öldürmedi Benim Babam, Jean Louis Fournier, Çev. Zafer Demez, YKY.

Unutmamak, Kemal Bekir, Remzi Kitabevi.

Varoş, Mustafa Yurthan, İletişim.

Dul, Jean-Louis Fournier, Çev. Can Belge, YKY.

Kırmızı Saçlı Kadın, Orhan Pamuk, YKY.

4 yorum:

  1. Okumadıklarımı not ettim hemen, daha sık yazsanız ya kitaplar hakkında.
    Yeni yıl size güzellikler getirsin, çok iyi geçsin, sevgiler..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. teşekkür ederim. benden de iyi yıllar. daha çok yazmak istiyorum ama vakit olmuyor. sevgiler

      Sil
  2. Sevgili Funda hocam , Canim guzel bolum kadin calismalarindan yolu gecip bir sekilde yarim birakmak zorunda kalanlardanim bende.. buralarda degilsiniz galiba ama sizinle iletisim kurmayi cok isterim. Hatirlar misiniz beni bilmiyorum. Mekanin cinsiyeti dersini almistim sizden , kirgin ayrilmistim size.. konusmak istememistim o zaman . Keske konussaydim. Belki daha farkli olurdu.. ihracinizi duydum cok uzuldum.. smdi umarim iyisinizdir hocam , sevgilerimle..

    YanıtlaSil
  3. selam. adından hatırlayamadım tabii. yüzünü görsem hatırlarım. acaba neden kırılmıştın? bilerek kimseyi kırdığımı sanmıyorum. sorunları dile getirmeyi ve açık konuşmayı tercih ederim hep çünkü. istersen fcantek@gazeteduvar.com.tr adresine daha ayrıntılı yazabilirsin.

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...