12 Ocak 2020 Pazar

Elden Ele Gezen Kitaplar



Takip ediyorsanız farkındasınızdır, kitap blogları yazanların, instagramda hesabı olan okurların ve kitap-okuma temalı youtube videoları yapan booktuber'ların birçoğu aynı kitapları tanıtıyor, okuyor ve tavsiye ediyorlar. Hatta izleyiciler/okurlarla eş zamanlı okuma grubu organize ediyor, okuma maratonu adı altında izleyenlerin gözleri önünde, hızlandırılmış görüntülerle bir kitabı silip süpürüyorlar. Hakkaten süpürüyorlar yani. Tozu kalmıyor kitabın. Yazık! Şu challenge zırvalıklarını okuma pratiğine de taşıyorlar. Sürekli kitap dağlarını eritmekten bahsediyor, aç bakışlara nispet yapar gibi dev kitap kolileri açıyorlar. İşte bunlar genelde İş Bankası, Yapı Kredi ve Pegasus tarzı yayınevlerinin kitaplarını dönüp dönüp gösteriyorlar. İnsanı sevdiği yazarlardan soğutacaklar. Ben de bugün bahsedeceğim dört kitaptan ikisini bu kitap suikastçılarının tavsiyeleri arasından seçmiş gibiyim. Hafazanallah!

Bahsedeceğim ilk kitap bir çizgi roman. Çok fazla çizgi roman okumam ama bunun anlattığı hikaye ve karakterler çok sağlamdı. Alfred'den Eskisi Gibi. Fabio ve Giovanni kardeşler yıllar sonra karşılaşır ve beraberce İtalya’ya, evlerine dönerler. Dolayısıyla kitap bir yol hikayesi. Birbirinden farklı iki kardeş, Mussolini İtalyasının faşizan uygulamaları, mücadeleci bir baba ve bir eski sevgili. Okunmaya ve bakılmaya değer.

Birbirinden çok farklı iki kardeş


İşte bahsettiğim, münasebetsiz okurların ellerinde gezen kitaplardan biri: Bulgakov'un Köpek Kalbi. Herhalde bu tür kitapları ucuz ve ince diye seçiyorlar. Halbuki çetin ceviz bir kitap Köpek Kalbi. Sovyet dönemi Rusyasında deli-dahi bir doktor olan Flip Flipoviç’in insan hipofizi ve erbezi naklettiği bir sokak köpeğinin yarı hayvan-yarı insan hayatı yaşamaya başlamasıyla ortalık karışır. Şarik adlı köpek Şarikov’a dönüştüğünde Sovyet sisteminin ajanlık ve şantajla yaşamını sürdüren partili vatandaşlarından biri olur. Kendisi de hekim olan Bulgakov sistem eleştirisi yapıyor. Flipoviç’in yazarın dayısına referansla kurulduğunu düşünüyor edebiyat eleştirmenleri. Mutlaka okunmalı.

Şarik, bir beyefendiye dönüşüyor


Elden ele gezen kitaplardan bir diğeri Çehov'un Taşralı'sı. Ve yine bir Rus hekiminin hikayesi. Misail, zengin mimar babasına rağmen beden emeğiyle hayatını kazanmayı, eğitimini yarıda bırakmayı tercih eden taşralı bir gençtir. Bu sebeple babası tarafından evlatlıktan reddedilir. Evden uzak, inşaat işçisi olarak taşrada yaşamaya başlar. Bir süre sonra babasının baskısından kaçan kızkardeşi Kleopatra da ona katılacaktır. Çehov, bu romanında taşraya gönüllü sürgün bir gencin hayatı sorgulamasını konu ediyor. Misail’in etrafında Rusya’nın taşrasında hayat, büyükşehirle ilişkiler, köy ve köylülük ile yozlaşmış kasaba insanlarının ikiyüzlü ahlakı da ortaya seriliyor. Okunmalı.

Çehov, meraklı dinleyicilere eserinden bir bölüm okuyormuş gibi yaparken


İki arkadaş, anne-kız söyleşmesi üzerine kurulu otobiyografik kitapların sayısı giderek artıyor. Bügünden Düne Dünden Bugüne de bunlardan biri. Nazan ve Zehra İpşiroğlu birbirlerine sorular sorup, geçmişi hatırlatarak ortak anlatılarını kuruyorlar. Biri sanat tarihçi, diğeri eğitimci bir ana-kız İpşiroğlu'lar. Ulusalcı ve elitist bir ailenin bireyleri olarak hayata ve kendilerine de öyle bakıyorlar. Ama en çok da "ne olacak bu memleketin hali" sorusu etrafında dönen bir uzun sohbet bu. Farklı hayatları, farklı aile ilişkilerini ve sosyalleşme hikayelerini anlamak için okunmalı.

Anne-kız



Eskisi Gibi, Alfred, Çev. Emre Yavuz, Karakarga.

Köpek Kalbi, Mihail Bulgakov, Çev. Mustafa Yılmaz, İş Bankası.

Taşralı, Anton Çehov, Çev. Ali Rıza Dırık, Nota Bene.

Bugünden Düne Dünden Bugüne, Nazan ve Zehra İpşiroğlu, YKY.


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...