29 Aralık 2019 Pazar

Önümüzdeki yıl için kitap önerileri



Çocukluğum ve ilk gençliğimde yayın evi sayısı o kadar azdı ki, ne bulursak onu okurduk. Cem, Varlık, İnkılap ve Aka, Remzi, De Yayınevi, Can, Milliyet Yayınları, Kültür Bakanlığı Yayınevi, Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları, Sosyal Yayınlar, Sol, Onur, Simavi v.b. Yani hafızayı zorlasanız bir çırpıda sayabileceğiniz kadar az. Haliyle o kadar az da kitap yayınlanırdı. Yerli edebiyat zaten şimdiki gibi patlama yapmamıştı. Hala çoğunlukla İmparatorluk döneminde doğup yetişmiş yazarların kitapları dolaşımdaydı. Ve tabii Fakir Baykurt, Orhan Kemal, Yaşar Kemal, Attila İlhan, Necati Cumalı, sonra Adalet Ağaoğlu, Sevgi Soysal, Yusuf Atılgan, Pınar Kür vb. 

Şimdi görüyorsunuz baş döndürücü bir kitap patlaması yaşanıyor. Yeni yeni yerli yazarlar türüyor. Türüyor diyorum çünkü çoğu niteliksiz. Öyle hayal kırıklığı yaratıcı metinler okuyoruz ki, arada iyiler de kaynıyor, ön yargıyla onlara yüz vermez oluyoruz. Çünkü, diğer yandan da okuma zevkini arttıran birçok çeviri yayınlıyor büyüklü küçüklü yayın evleri.

Sadede geliyorum: bu kadar çok yayın evi, bu kadar çok kitap yayınladığı için bazı kitapların bende olduğunu veya okuduğumu unutup yeniden satın alıyorum. Mutlaka size de oluyordur. Bunun bir çözümü olmalı. Kayıt falan tutmalı. Fakat benim gibi savruk biri bunu yapamaz. 

İkinci kez satın olup okuduğum kitaplardan biri de Küskün Kahvenin Türküsü oldu. Gençken Carson McCullers'tan Düğünün Bir Üyesi'ni okumuştum. Çok etkilenmiştim. O tatlı kapaklarıyla Remzi'nin Çilek serisinden çıkmıştı. Küskün Kahve, bu kez İş Bankası Yayınları'ndan çıkmış. Ben İletişim Yayınları'ndan çıkanı okumuşum. Sanırım yayın evi ve kapak değişikliği beni yanılttı. Ama ikinci kez okuduğuma pişman olmadım doğrusu. Hikaye okumayı çok sevmememe rağmen, taşralı, sıradan insanların yaşamlarını, travmalarını, neşe kaynaklarını, günlük dertlerini anlatan bu hikayeler beni sardı. Novella denebilecek uzunluktaki kitaba da adını veren hikaye filmografik bir metin. Karşılıksız aşklar, homososyal ilişkilerin yarattığı gerilim ve bazen dayanışma, taşranın kasveti ve baskıcı ortamı, insanların acımasızlığı olanca sertliğiyle anlatılıyor. Mutlaka okuyun.

Carson. Nasıl ama?


Film Anlatıcısı Kız'ı bana ablam tavsiye etmişti. Bazı kitapları iki kez satın aldığımız yetmiyormuş gibi, takas etmek dururken bir de birbirimizden habersiz aynı kitabı alıyoruz. Hernan Rivera Letelier'in bu kısa romanında Şili’nin güherçile madenciliğiyle geçinen küçük bir kasabasında tek eğlencesi Hollywood filmleri ile Latin Amerika sinemasını takip etmek olan kasaba halkına izleyemedikleri filmleri anlatarak şöhret kazanan yetenekli bir kızın hikayesi anlatılıyor. Trajik sonla biten neşeli hikaye, kötü çevirinin de etkisiyle iyi bir edebiyat eserine dönüşemiyor. Bazen bir metni okurken düşünürsünüz ya, keşke tecrübeli bir editör, bir cevhere sahip yazarla müzakereye girişeydi de, ortaya iyi bir şey çıkaydı. İşte tam da böyle bir kitap.

Kapağı güzel.


Yaşam öyküsü okumaya bayıldığımı bininci kez tekrarlayacağım. Bu kitabı bir başka yaşam öyküsünün dipnotunda fark ettim. Burçak Tarlası türküsünün modernize edilmiş haliyle tanınan Tülay German, olağanüstü sesiyle ülkesinin popüler bir yıldızı olabilecekken, sol harekete yaklaşması sebebiyle soluğu Fransa'da, sürgünde almasının hikayesini anlatıyor Düşmemiş Bir Uçağın Karakutusu'nda. Bu arada kitabı piyasada bulamayınca Milli Kütüphane'de uzun uzun uğraşarak fotoğraflayıp bilgisayar ekranından okudum. German çocukluğundan başlayarak, dışarıdan bir gözlemci gibi bakıyor hayatına. Bürokrat babası ve muhafazakar annesinin baskılarına rağmen özgürlüğü seçmesini, sahne hayatının başlangıcını ve Erdem Buri ile tanışınca hayatının değişmesini... Sürgün yıllarını ve Avrupa’da solcu bir müzisyen olarak yükselişini. Bir günlük havasında akıyor metin. Genç ve deneyimsiz, orta sınıftan bir kızın, kendinden büyük ve tanınmış bir solcu aydınla tanışıp onun büyüsüne kapılması bir yandan da anlatılan. Yaşanan güçlü ve güzel ilişkiyle birlikte Türkiye’nin politik dönüşümlerini de ele alarak ilerleyen bir anlatı. Kesinlikle okuyun.

Bıyıklı Buri, Sağında German.


Çok bilinen yazarlara uzak durmaya meyilliyim. Nick Hornby de bunlardan biriydi. Bir Ankara Kitap Fuarı'nda şeytanın bacağını kırıp dizi dizi Hornby kitabı arasından Komik Kız'ı seçtim. Arka kapak yazısına kanarak. Biliyorsunuz, genelde arka kapak yazıları içeriğe dair yanıltıcı bilgiler veriyor. Ama bu kitapta öyle olmadı. İyi ki de almışım. İngiltere’nin bir taşra yerleşiminin güzellik kraliçesi seçilen ama hayali bir komedi oyuncusu olmak olan Barbara, tesadüf eseri kısa süre içinde bu sektörde yükselir. Kendisi için yazılan Barbara ve Jim dizisi BBC’de yayınlanır ve rating rekoru kırar. Romanda, Barbara’nın ve dizi ekibinin hikayeleri etrafında, İngiltere’de televizyon ve magazin alemi, ekranın, sinemanın ve tiyatronun mutfağı esprili bir dille, zekice anlatılıyor. Yazarın kendisi de bir senarist olduğu için bir tür tanıklık denebilir bu romana. Okunmalı. 

E tabii Nick de yaşlandı (hepimiz gibi).


Küskün Kahvenin Türküsü, Carson McCullers, Çev. İpek Babacan, İş Bankası.

Film Anlatıcısı Kız, Hernan Rivera Letelier, Çev. Süleyman Doğru, DK.

Düşmemiş Bir Uçağın Karakutusu, Tülay German, DK.

Komik Kız, Nick Hornby, Çev. Zeynep Baransel, Sel.


Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...