15 Mart 2020 Pazar

Evde Oturma Günlerinde Kitap


Evde oturmayı hiç sevmem. Ama madem evde oturuyoruz, dinlenmekten fazlasını yapalım diye düşünüyorum. Okuyalım mesela, yazalım da. Okumak insana hem iyi geliyor, hem de zorluyor. Bazı okumalar geçmiş kişisel travmalara el ediyor, bazıları ise kolektif olanlara. Ama öyle de olması gerek bana göre. Duyguları zorlamalı, bilinçaltını ve hatta dışını kanırtmalı, ki şifa bulalım. 

İşte bu ev eksenli günlerde ben yine okuyorum. Şu an elimde iki roman var. Biri keyif için seçtiğim: Kedi Murr'un Hayat Görüşleri (E.T.A. Hoffmann). Alman romantik edebiyatının zirvesi sayılıyormuş. Diğeri ise yazmakta olduğum, Robert Kolej hakkında bir makale için: Pervaneler (Müfide Ferit Tek). 

Hoffmann çok yönlü bir aydın. Hatta bence bir deha. Bir kedinin kaleminden tüm bir dünya tarihini, felsefeyi, siyaseti, duygusal ilişkileri ti'ye alıyor. Müfide Ferit ise tanısam tahammül edemeyeceğim zehirli bir kafaya sahip fakat hayranlık uyandıran bir kalemi var. 

Şimdi onlardan uzun uzun bahsetmeyeyim ama. Kitap dörtlemeleri serisine devam edeyim. 

Eyüp Aygün Tayşir'i 4 Hane 1 Teslim ile tanımış ve çok sevmiştik. Bana, Latife Tekin'in Sevgili Arsız Ölüm'ünü okurken hissettiklerimi hissettirmişti. Tuhaflıklar Fabrikası ikinci kitabı. Bir distopya bu. İlk kitaptan sonra okuru bambaşka bir yere savuruyor. Bilinmeyen bir ülkede,  eski düzen yıkılıp yenisi kurulduktan sonra bir akademik kurumda yaşanan tuhaflıklar anlatılıyor. Etik dışı ve akıl dışı olaylar üniversite ortamına hakim oluyor. Üniversite camiasını, akademisyenlik kurumunu, siyasette otoriteryanizm ve klientalizimi eleştiren bir roman bu. Bilinmeyen ülkenin Türkiye olduğuna şüphe var mı? Bence mutlaka okuyun. (Kitap yayımlandıktan sonra bununla ilgili ayrıntılı bir yazı yazmıştım gazeteduvar'a: https://www.gazeteduvar.com.tr/yazarlar/2018/11/08/bir-tuhafliklar-fabrikasi-olarak-universite/)

Sadece iyi bir yazar değil, tanısanız sevebileceğiniz bir adam Tayşir


Çocukken Mihail Zoşçenko'dan Lastik Pabuçlar'ı okumuştum. Kitaptaki hikayelerin politik mesajlar taşıdığını o kafayla bile anlamıştım. Küçük Kara Balık ile birlikte bu kitap ta, statükocu ailelerin yan gözle baktıkları yayınlardı, çocuklara özgürlük ve otoriteye boyun eğmeme fikrini aşılayan eserlerdi. Yıllar yıllar sonra, kitaplığımdaki eskiden kalma kitapları hayata döndürme operasyonuyla elime aldığım Sinirli İnsanlar, Sovyet sisteminin aksayan yanlarını, baskıcı yönünü alaycı bir üslupla eleştiren öykülerden oluşuyor yine Öykülerde sıradan insanlar, günlük hayatın basitliği içinde sistemin zorbalığını görüyorlar. Bunun yanında, aristokrasi eleştirisi de yok değil. Ancak Ülkü Tamer çevirisine rağmen, dil çok aksıyor. Akmıyor anlatı. Yayıncılıkta editoryal mühadalenin önemini hatırlamakta yarar var.

Zoşçenko: böyle bir fotoğraf çektiren yazarı da tanımak isterdim


Sanırım ilk kez Müge İplikçi okudum. Çok Özel İsimler Sözlüğü'nü, bir Ankara kitap fuarında İplikçi'ye başlangıç kitabı olarak satın almıştım. Hem kitabın ismi, hem de arka kapak yazısı bunu seçmeme sebep olmuştu. Kitaptaki kısa öykülerin her birinde bir ismin peşine takılıp o kişinin etrafında örülen hikayeler anlatılıyor. Bu tür bir kurgu çok çekici. Şiddet, aşk, dostluk, eşyalarla ilişkiler, gündelik hayat, ebeveynlik, meslekler. Fakat hikayelerin dili çok sarsak. Edebi tat vermiyor. Oysa bazı hikayeler konuları bakımından çok cazip, keşke uzasa, hatta  romana dönüşse diye düşündürüyor. Ama işte bu kadar.

Kapak güzel


Arne Bellstrof'un yazıp çizdiği Alman Sevgili bir çizgi roman. Beatles’la müzik hayatına başlayan Stuart Sutcliffe’in, grup henüz ünlü değilken ve Hamburg’daki salaş meyhanelerde çalıyorken tanıştığı Astrid Kirchherr ile aşkını, gruptan ayrılıp Almanya’ya yerleşmesini ve erken ölümünü anlatıyor. Aynı zamanda grubun ilk yıllarını ve dönemin kültürel atmosferini, gündelik hayatı anlatıyor. Mutlaka okuyun, derim. 

Tanıl Bora'nın çok iyi çevirisiyle...


Tuhaflıklar Fabrikası, Eyüp Aygün Tayşir, İletişim.
Sinirli İnsanlar, Mihail Zoşçenko, Çev. Ülkü Tamer, Milliyet Yayınları.
Çok Özel İsimler Sözlüğü, Müge İplikçi, Can.
Alman Sevgili, Arne Bellstorf, Çev. Tanıl Bora, İletişim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...