7 Mayıs 2021 Cuma

Taşralı ve sağcı erkek olmak



Blogumu ihmal etme rekoru kırmama ramak kala, yeni dört kitap anlatmak istedim.
Bir Taşra Köpeği, Nuri Bilge Ceylan'ın Ahlat Ağacı filmine ilham veren roman. Akın Aksu da Ceylan'ın akrabası. Filmin kamera arkası görüntülerinde Aksu'nun hep sette, Ceylan'ın yanı başında olduğunu, ona danışıldığını görüyorsunuz. Romanda, isimsiz bir taşralı genç, bir sahil şehrindeki rutin yaşantısını, çevresindeki her sınıftan ve kültürden insanı ve ortamın boğucu, eril, umarsız atmosferini anlatıyor. Cinsellik, aşk, ihtiras dolu bir ortamda yaşayan anlatıcının adı yok, arzuları ve beklentileri yok. Gündelik kaygılar ve umursamazlık içinde yaşıyor. Bu da ilginç. Tavsiye ederim.

Bir Taşra Köpeği'nden Ahlat Ağacı'na...



Pandemi'den önce Milli Kütüphane'de uzun uzun 70'li yılların gazete ve dergilerini taramıştım bir makale için. Tabii süreli yayınları, özellikle kültür-sanat, edebiyat dergilerini elden geçirirken bu dönemi sağdan anlatan romanlar var mıdır diye de merak ediyor insan. Bu saikle Tarık Buğra'nın külliyatına yöneldim. Gençliğim Eyvah, 12 Mart’a giden süreci, Yetmişler’in politik çatışma ortamını anlatan bir roman. Bu upuzun anlatıda, yoksul ve arayış içindeki Raşit’in, tüm politik kaosu, şiddeti organize ettiği ve uluslararası bağlantılarla tüm ülkeyi el altından yönettiği ileri sürülen İhtiyar’la ve kendisini ayartması, yönlendirmesi için İhtiyar tarafından ayarlanan Güliz’le kurduğu ilişki üzerinden dönemin politik panoraması ve gençlerin kişilik arayışlarının uğrakları ele alınıyor. Çok kötü bir üslup, çok alaycı ve komplo teorilerine dayalı acımasız tahliller, taraf tutan bir yaklaşım. Devrim fikrini, Marksizmi yerden yere vuran, küçümseyen bir anlayış. Tarık Buğra bu kadar da yabana atılamaz aslında. Demek ki endoktrine edici roman yazarken çuvallanabiliyor. Fakat bu komplonun nereye gideceğini, sağın, sola nasıl baktığını falan merak ederek inatla devam ediyorsunuz. Düşününce, Kurtlar Vadisi gibi dizilerin hangi romanların, hangi yazarların paltosundan çıktığı da belli. İnsan karşıtının kafasının nasıl çalıştığını anlamak için bu tür metinlere maruz kalmayı göze almalı.

Tarık Buğra



 Komiser Paşa, Özel Göç Büro Amirliğinin İlk Cinayet Dosyası, adlı polisiye roman, iki yaşından beri Almanya’da yaşayan Süleyman Turhan'ın, Bavyera eyaletinde, Münih’te yaşayan bir Türk kökenli komiserin, Zeki Demirbilek’in maceralarını kaleme aldığı bir ilk kitap. Dedektiflik hikayesi olmaktan ziyade, Almanya’da göçmen Türk algısı, Türklerin Alman kültürüne ve yaşayış tarzına yaklaşımları gibi temalar konu ediliyor. Sorunlu olan kısmı ise yazarın oryantalist ve toptancı bir bakışla yaklaşması Türkiye'den gelenlere. Buna rağmen sürükleyici. Fakat yine de devam kitaplarını okumam sanırım. Okunacak onca cazip polisiye roman varken...

Demedim mi oryantalist diye. Tanıtımı da böyle yapılmış.



Farid Boudjellal'ın yazıp çizdiği Ermeni Ninem, Anadolu’dan Arabistan’a ordan Cezayir’e ve Fransa’ya sürgün edilmiş Ermeni Mari Karamanyan’ın hikayesi. Yazar da onun torunu. Ninesinin Ermeni olduğunu tesadüfen öğrenen Farid, onun unutmak istediklerini hatırlamak için uğraşıyor. Ermeni katliamı, göçmenlik, kültürlerarasılık, geçmişle hesaplaşma üzerine kurulu bir çizgi roman. Hararetle tavsiye ederim. Daha ayrıntılı bir tahlili gazeteduvar için yapmıştım: https://www.gazeteduvar.com.tr/yazarlar/2019/05/10/ermeni-ninenin-dilsizligi

Mari'nin hikayesi unutulmasın diye...




Gençliğim Eyvah, Tarık Buğra, Ötüken.
Bir Taşra Köpeği, Akın Aksu, Doğan Kitap.
Komiser Paşa, Özel Göç Büro Amirliğinin İlk Cinayet Dosyası, Su Turhan, Çev. Ayla Akın, Kitap Kurdu.
Ermeni Ninem, Farid Boudjellal, Çev. Hande Topaloğlu Hartmann, Aras.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...