24 Ekim 2021 Pazar

Kitap sizi çağırır mı?

 

Yeni bir kitaba başlayacağınızda nasıl seçim yapıyorsunuz? Hele kitaplığınız okunmamış küskün kitaplarla doluysa ve kimisini yıllaaaar önce alıp rafa koyduysanız... 

Daha önce de yazmıştım, bir son aldığım, bir çok eskiden kalan kitapla yola devam ediyorum ki, hiçbirinin hakkı kalmasın bende. Ve de umulmadık güzel tecrübeler yaşayayım.


Çiçeklere düşkün ve biraz da huysuz bir kadın Celal


Bazen de bir okuma, bir sohbet, bir izleme sizi bir kitaba yönlendiriyor. İşte çok sevdiğim Peride Celal'in çocuk denecek yaştayken okuduğum Üç Yirmi Dört Saat'ini, hakemlik yaptığım bir makalede analiz edildiği için hatırladım. Ve hemen sahaftan bulup okudum. Şimdilerde H2O yayınları tüm eserlerini basıyor. Ama birkaç yıl önce kimi kitaplarına ulaşmak zordu.

Üç Yirmi Dört Saat'te, bir konağa besleme olarak verilen Ayşe’nin yaşlanıp ölümcül bir ameliyat geçirmesi ve özel bir hastanede geçirdiği kritik üç günü, konağın küçükhanımı ve onun kızının bakımıyla aşmaya çalışması anlatılıyor. Üçlü, bu üç gün boyunca birbirleriyle, geçmişle hesaplaşıyorlar. Ayşe bir tür hafif komada olduğundan konuşulanları duyuyor ama yanıtları içinden veriyor. Osmanlı'dan Cumhuriyet'e devreden evlatlık, beslemelik ve hatta kölelik kurumuna dair de bir anlatı bu. Bu konuda eşsiz bir çalışma yapmış rahmetli Ferhunde Özbay'ı da anayım yeri gelmişken. Fonda yetmişler Türkiye’sinin sokak çatışmaları, politik tartışmaları var. Sürükleyici ve okunası bir metin fakat cinsiyet körü. Peride Celal biraz daha geç doğsaydı, bu konuda daha güçlü bir duyarlılık geliştirebilirdi diye düşünüyorum.

Kitabın 1923 tarihli ilk baskısının kapağıymış bu


Suat Derviş adeta moda oldu biliyorsunuz. Behire'nin Talipleri de, Bütün Yapıtları serisinden bir öykü kitabı. Öyküler uzun, birkaç bölümden oluşuyor. Hepsi de Osmanlı’nın son döneminde, modernleşme sürecinin ev içlerine, insan ilişkilerine, gündelik hayata nasıl yansıdığını gösteriyor. Kadı-erkek ilişkileri, evlilik, flört başta olmak üzere... Batının yozlaştırıcı bulunan etkisi ile geleneğin bağnazlığı çatışıyor öykülerde. Ama kadınlar genelde güçlü ve mücadeleci. Edebi değeri yok denecek kadar az olsa da, gazetecilikten yetişen Derviş'in bu kitabı bir tür yarı kurgusal araştırma dosyası hazırlamış gibi kaleme aldığı söylenebilir. 

2. baskıyı yapmış


Uwe Timm gibi eşsiz bir yazarın Can'ın "ne alırsan şu kadar tl" çılgınlığına dahil edilmesi iyi bir şey mi bilemedim. Otobiyografik anlatı Kardeşimin Gölgesinde'yi bu furyadan satın almıştım. Okur için iyi bir şey. Ama Timm'in kıymetini bilen okur için. Çünkü, biliyorsunuz ucuz kitap niteliksizmiş gibi de algılanabiliyor. Hani, "satamadık o yüzden indirime gittik" kabilinden. Timm, Kardeşimin Gölgesinde'de, 2. Dünya Savaşı’nda Naziler safında savaşırken yaralanıp ölmüş bir ağabeyin kısa günlüğünden yola çıkarak, aileyle, toplumla, kendiyle hesaplaşıyor. Kitlesel suskunluğun, kitlesel onay anlamına gelmesi gerçeği ürpertiyor insanı okurken. Özel alanda başlayan veya oraya sirayet eden otorite, şiddet, baskı, aile ilişkileri ve cinsiyet rollerinin edinilmesinde de kendisini gösteriyor. Tabii Timm'in tüm kitaplarına sahibim artık. Sonu gelmesin diye yılda bir veya iki tane okuyorum. Kesinlikle okuyunuz.

2. Cildin çıkmaması manidar


Sevgili Erdal, yazarlar, sanatçılar, gazetecilerin Erdal Öz’e yolladıkları çoğu özel mektuplardan oluşuyor. Yayınevine yapılan kurumsal başvurular da var ama az sayıda. Öz’ün öğrencilik yıllarından başlayarak, Cem Yayınevi’nde editörlük yaptığı ve Can Yayınları’nı kurduğu dönemlerde kendisine ulaşan talepler, eleştiriler, sitemler, dert dökmeler ve özlemlerle dolu metinler. En ilginci, yazarların egolarının şişkinliği ve birbirlerini kıyasıya eleştirmeleri. Sık sık küsüp barışmaları. Edebiyat dedikodusu seven mutlaka okumalı.


Üç Yirmi Dört Saat, Peride Celal, Can.

Behire’nin Talipleri,  Suat Derviş, İthaki.

Kardeşimin Gölgesinde, Uwe Timm, Çev. Ayça Sabuncuoğlu, Can.

Sevgili Erdal, Erdal Öz’e Mektuplar, Yay. Haz. Selim Bektaş, Can.

5 yorum:

  1. Kesinlikle çağırır.... Okumadan önce bakarım, bakarım sonra hissetmeye çalışırım ve ona göre 3- 4 kitansecip önce onları okurum. Onceligimi hep ama hep ilk aldiklarima veriyorum haksızlık olmasın diye 🙈

    YanıtlaSil
  2. harika. okuyacak kitabı seçme süreci de heyecan verici bana göre

    YanıtlaSil
  3. Uwe Timm kitaplarını o furyada görüp de almamıştım, yazınızı okuyunca almaya karar verdim. Kitabım bittiğinde uzun süre hangi kitaba başlasam diye kitaplığın önünde oyalanmam aile efradı için eğlence konusu :))

    YanıtlaSil
  4. uwe timm bence mutlaka okunmalı. kuş çayırı da,kardeşimin gölgesinde de. ikinciden başlanabilir. o kitaplık önü oyalanmaları çok tatlıdır

    YanıtlaSil
  5. Ne çok zaman geçmiş bu yazıdan beri, özleyenler olabilir :)

    YanıtlaSil

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...